Teknoloji

Eggy Party – İnceleme

Herkese selamlar! Sizlere bu selamı taa belirli türlerde mobil oyunların kalitesinin bilgisayar oyunlarına yaklaştığı zamanlardan getirdim. Yani şu sıralardan (ba dum tıs!). Bugün NetEase’in geliştirdiği Eggy Party oyunundan bahsedeceğim çünkü ailenizle ve sevdiklerinizle saçma sapan şekilde gülüp eğlenebileceğiniz bir mobil oyun var karşımızda.

Oyun indirip hesap oluşturmayla, yeni mekanikler öğrenip belirli bir meta’ya adapte olmak gibi alışkanlığı olmayan tanıdıklarınızla birlikte eğlenebilmeniz için bu tür mobil oyunlar çok erişilebilir çözümler sunuyor. Mesela kız kardeşimle çok küçüklüğünden beri dönem dönem bir mobil oyuna sararız. Bunlara hem başlaması kolay, hem öğrenme eşiği düşük, hem de birlikte rahatça eğlenmeye çok iyi bir araçlar. Ayrıca competitive FPS’lerde silahı birbirimize fırlatıp kahkahalarla gülmek veya MOBA’larda arabaya dönüşebilen karakter alıp lane’ler üzerinde uzun bir yolculuğa çıkarak rastgele bir yerlere çarpmak da bize büyük keyif veriyor. Parti oyunlarının sevdiğim kısmı da bu aslında, geneli mini oyunlardan ve platformlardan oluşsa dahi o kısa oynanış periyotları içerisinde hem arkadaşlarınızla diplomasi yapabileceğiniz, hem de tüm oyunu boşverip sadece karşınızdakini sabote edebileceğiniz müthiş eğlenceli bir rol yapma olanağı sunuyorlar.

NEREDE BU PARTİ, LÜTFEN SÖYLEYİN!

Eggy Party temelinde yumurtacık (eggy için çevirimi nasıl buldunuz :)) karakterlerin üst üste çıktığı, itiş kakış bi şekilde platformlardan geçmeye çalıştığı, slapstick komediden hoşlanıyorsanız partnerinizin karakterine tabiri caizse PAT diye yapıştırdığınız bir parti oyunu. Eggy Party’i iOS veya Android cihazlarınıza rahatça ve bedavaya indirebilirsiniz. Gördüğüm kadarıyla 4.5’ları da kapmış kullanıcılardan, ben de fena bir puan vermeyi düşünmüyorum 🙂

Oyunun görsel tasarımı bana minyonları anımsattı, karakterleri karikatürize etmede ve sevdirmede de başarılı olduklarını görüyorum. Biz birbirimizin tipine gülüp ordan oraya kendimizi fırlatarak lobide bile maksimum eğlenceye ulaştık 🙂 Küçük sevimli dostlarımızın koşma ve düşme animasyonları, hit feedback animasyonları hep sevimli ve hafif tehlikeli gözükmeyi başarmış. Eğer ki oyuna belirli bir süre ayırıp ustalaşmaya başlamadıysanız platformlardan geçişiniz uzaktan ‘’Önder kaç, Önder yavaş! Önder!’’ adlı videodaki tepeden aşağı yuvarlanarak inekten kaçan vatandaşımız gibi görünecektir. Ki bana soracak olursanız bu bile net artı puan!

Görselliğe değinmişken oyun dünyasından da biraz bahsetmek lazım, çünkü genel olarak gözü yormayan, platform sekanslarını sakinleştirmiş çok büyük planlar kullanmışlar. Galaksiler, toz bulutları ve aranızda yaklaşık 9 milyar Önder mesafesi olan gezegenleri uzaktan seyrediyor ve bulunduğunuz ortamı soyutlaştırıyorsunuz. Bu sebeple, oyunun perspektif tasarımı oyunculara bulundukları mekanın yakınlığını ve hareketlerinin hassasiyetlerini belirtmek için güzel bir tercih olmuş. Müzikler konusunda da sevimli kalmayı başarmış ama dürüst olmak gerekirse Eggy Party’nin müzikleri için fazla yaşlıyım.

Toparlamak gerekirse, Kirby’vari evrenimiz ve sevimli maskotlarımız genel bir tema oluşturuyor ve bu tasarımları oynanışla bağlamayı da hem karakter kontrolü hem de karakterler arası etkileşimler ile başarmışlar.

PEKİ BİZ NE YAPALIM?

Temel döngüde sürekli birbirinden farklı ve fazlasıyla çeşitli minigame’ler arasında koşuşturup duruyorsunuz. Bu minigame’ler arasında saf platformer olanlar var, biraz bulmaca gerektirenleri var, kancalar atarak iki takımın delirmiş gibi ciddi oynadığı oyunlar var (favorim <3), daha sonra tekrar değineceğim Eggyverse denen kullanıcıların oluşturduğu kısımlar var; yani var oğlu var. Oyunun hem casual hem de oyunlarla halihazırda geçmişi olan kullanıcıları aynı anda tatmin etme yöntemi de işte bu, çeşitlilik!

Eggy Party’nin kontrolleri oldukça akıcı. Donanımınız yeterliyse 60 FPS modunu mutlaka açmanızı öneriyorum çünkü klasik retro platformer’lardan alıştığımız bir delay var karakter kontrolünde. Bu oyunun atmosferini düşününce desteklediğim bir tercih oldu, çünkü bu tatlı yumurtalar zıplayıp, çarpışıp, bir yerlerden düşerken çok keskin hareketler estetik olmazdı. O gecikmeyi ne kadar iyi yönetebilirseniz o kadar rahat ediyorsunuz. Zıplamak, ileri atılmak, Sonic misali yuvarlanmak ve power-up’ları kullanmanıza yarayan rahat bir kontrol şeması var. Dash sonrası olan yalpalama, bu yeteneği sadece havada ve kritik noktalarda kullanmaya teşvik ediyor sizi. Yuvarlanma ise sizi gerçekten hızlandırıp hatalarınızı da, afili hamlelerinizi de keskinleştiriyor. Bu tarz risk/reward dualitesinde yetenekler platform kısımlarında hep ‘’kesin 20 saniyede geçtiğim yeri 0,2 saniyede bitiren bir deli vardır.’’ dedirtiyor ve haritaları da sığ olmaktan bir nebze daha kurtarıyor.

Özel yetenekleriniz bol çeşitli ama ben genelde yıldırım atanı kullanıyorum ve bunu da sadece lobide poz verip SS alanlara atmak gibi bir kuralım var. Tutucu Batman gibiyim yani biraz. Eşya konusunda ise bir oyuncuyla yerinizi değiştirmeye yarayan teleport, tutunduğu yere karakterinizi fırlatan kanca gibi yarış etmenini komple şekillendirebilenlere ek olarak mayın, tokat atmaya yarayan bir balık, hızınızı kısa süreliğine arttıran ayakkabılar gibi daha az rekabetçi olan eşyalar da var. Özel yetenekler hesabınız geliştikçe açıldığı için belli seviyeden sonrasını deneyimleyemedim ama tek kullanımlık eşyaların çeşitliliği yeterli olmuş. Herhangi bir eşya işinize o an yarıyor, çok da ‘’ah be bu mu geldi?’’ demiyorsunuz ama gerçekten işinize yarayanı gelince de hevesiniz artıyor.

DÜŞÜLECEK NE ÇOK YER VAR DEĞİL Mİ?

Oyunun övülmeye değer gördüğüm ve açıkçası şaşırdığım bazı afili kısımları var. Öncelikle çok oyunculu bir parti oyunundan beklediğimden çok daha fazla platform var içerisinde. Oyun üçer turdan oluşan oturumlar halinde oynanıyor. Bu da her seferinde hangi üç platformu oynayacağınızı bilmediğinizden (en azından casual ve ranked modlarında geçerli) çeşitliliği yükseltiyor ve benim gibi amatörler için karşılaştığınız rakiplerin haritayı bilme ihtimalini düşürüyor. Gözüme çarpan platformlara örnek vermek gerekirse, biraz geri dönüp kutuları düzenleyip sonra zıplayarak ilerleyebileceğimiz harita çok oyunculu kaos için ideal olmuş. Genel speedrun akışını bozup biraz da rakipler arasında uyum gerektiren sekanslar tek başıma oynarken çok daha fazla eğlenmemi sağladı. Herkesin yavaşça yıkılmakta olan platformda birbirini düşürmeye çalıştığı haritanın da tekrar oynanabilirliği yüksek olmuş bence. Tek kullanımlık eşyalar ve haritalarda rastgele oluşan power-up’lar efektif tasarlandığı için oyunun gidişatını tahmin edememenizi sağlıyor. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki Mario Kart oyunlarındaki son saniye random’luğu bu oyunda da mevcut.

Klasik bir parti oyunundan, hele de bir mobil parti oyunundan beklemediğim kısım ise Eggyverse isimli tarafı. Eggyverse, kullanıcıların kendi bölümlerini oluşturup tamamladıktan sonra herkesin erişebildiği yaratıcılık modu. Halihazırda bünyesinde bulunan bölümlerle çeşitlilik konusunda pozitif bir izlenim yaratan Eggy Party, kullanıcılara kendi bölümlerini oluşturma özgürlüğü sunmasıyla da saygımı kazandı. Popüler Eggyverse bölümleri genelde uçuk kaçık zorlukta platformer’lar veya Trackmania’ların sadece ileri tuşuna basarak bitirebildiğiniz absürt aksiyonlar içeren bölümleri gibi spesifik platform unsurlarını öne çıkaran bölümler olmuş. Oyunun genel itibariyle bu sekansı içermesi beni en çok çeken kısım oldu başta, uğraşıldığı ve daha da önemlisi üzerine düşünüldüğü belli oluyor.

Ayrıca oyunun sosyal kısmı da gayet iyi çalışıyor, kardeşimle birbirimizi eklemek ve lobide güreşmek hiç zor olmadı. Gördüğüm kadarıyla mobil oyunların malesef büyük bir çoğunluğundaki uzun öğretiler, custom match’ler için fazla yüksek bir seviye eşiği gibi sosyal erişilebilirliği negatif etkileyen unsurları iyi gözlemleyip tamamen ortadan kaldırmışlar. Online mobil oyunlar için özellikle çevrenizdeki arkadaşlarınızla oynayacaksanız 10 dakika içerisinde yüklenip, öğretilerin bitip, çevrimiçi özelliklerin erişilebilir hale gelmesi gerçekten büyük artı oluyor. Oyunlara girme motivasyonu genelde ‘’Hadi deneyelim!’’ olduğu için gerçekten önemli bir etken.

BAZI KOZMETİKÇİLERİN KUYRUĞUNDA SIRA BEKLEYENLERE 😀

Minigame’ler sonrası sıralamanızı görüp, puanlarınızı kazandıktan sonra ise envai çeşit özelleştirme seçeneğiyle Eggy’nizi değiştirebiliyorsunuz. Özelleştirme seçeneklerinden konu açılmışken Free to Play olan Eggy Party oyuna girdiğiniz an kullanıcıların desteğini kozmetik kısmından istediğini belli ediyor. Genel olarak günlük görev ve ödüller, battle pass sistemi ve farklı kategorilerde para birimleri toplama olayına çok alışkın değilseniz oyunun kullanıcı arayüzü biraz agresif gelebilir. Ben mobil gacha oyunlarına ilgili olduğum için (One Piece sayesinde) bu durum deneyimimi olumsuz yönde etkilemedi ama yine de free to play mobil oyunların agresif marketing’ine alışkın olmayanlar için ufak bir eksi yazmak gerektiğini düşündüm. Pop-up’lar, toplanacak bir ton ödül sizin için caydırıcı değilse oyunun pay to win kısmı yok gördüğüm kadarıyla. Bunları kesinlikle olması gerektiği gibi yapmışlar ve bu açıdan da kendilerini tebrik ederim, çünkü odağını neredeyse tamamen oynanışa çevirmiş olan bu oyunda herhangi bir avantajın satın alınabiliyor olması deneyimi gerçekten tatsızlaştırabilirdi.

VEDA

Uzun lafın kısası Eggy Party beklentilerinizi düşürmenize gerek bırakmayan, yaptığı temel şeyleri olabildiğince çeşitlilikle servis eden gerçekten eğlenceli bir deneyim. Oyun tasarımı tercihleri itibariyle mobil oyun skalasının görece üstünde, parti oyunlarını nelerin eğlenceli kıldığı üzerine çalışılmış, farklı oyun kültürlerinde oyunculara farklı oynanış tercihleri sunabilen bir mentalitede geliştirilmiş. Umarım sizin de beklentilerinizi aşar.

Eggy Party’i siz de hemen şu linkten indirip partiye başlayabilirsiniz. İyi eğlenceler diliyorum şimdiden hepinize!

Murad

Yüz ifadelerini yakalamaya çalışan bir portre tutkunu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu